“Bu kentin en hoş anını birlikte kutlayacağız. Her hoş anını bu memleketin birlikte yaşayacağız” diyen İmamoğlu, “İstanbullular kendinize inancın. Gücünüzü bilin. Kararlarınızı hiçbir baskı altında kalmadan kendi özgür iradenizle alın. Sizler hiç kimseye, hiçbir fikre, hiçbir inanca körü körüne itaat etmeyen insanlarsınız. Daima aklınızla, daima vicdanınızla, adalet duygunuzla hareket edin. Cumhuriyetten ve demokrasiden, laiklikten ve bilhassa hukukun üstünlüğünden asla vazgeçmeyin” dedi. Milletin iradesini hiçe sayanlara karşı gerçek yolu göstermelerini isteyen İmamoğlu, “Kendilerine milletin üzerinde görenler var. Milletin iradesini beğenmedikleri ve yok saymak istedikleri için kuralları, kurumları hiçe sayanlar var. Bu davranışta bulunanlara aklınızla, vicdanınızla, ahlakınızla, vatanseverliğinizle hakikat yolu göstereceksiniz. Sonucunu beğenmedikleri için milletin iradesini yok sayamayacaklarını eninde sonunda anlayacaklar” tabirlerini kullandı. Bayan cinayetlerine yönelik ise birlik olma davetinde bulunan İmamoğlu, “Kadınlara ve çocuklara dokunamayacak hiç kimse. İstanbulluların huzurunu hiç kimse bozamayacak. Daima birlikte İstanbul’un muhafızı olmaya hazır mıyız? Demokrasinin muhafız olmaya hazır mıyız? Bayana şiddete karşı bir olmaya hazır mıyız?” diye konuştu. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Başkomutanlığını Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı Türk ordusu tarafından 6 Ekim 1923’te geri alınan İstanbul’un kurtuluşunun 101’inci yıldönümünü Beşiktaş Meydanı’nda düzenlenen etkinliklerle kutladı. Çok sayıda İstanbullunun katıldığı etkinliğe İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı. İmamoğlu’na CHP TBMM Küme Başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP Parti Meclisi üyeleri Berker Esen ve Cem Aydın, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Bakırköy Belediye Lideri Ayşegül Ovalıoğlu, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Beylikdüzü Belediye Lideri Mehmet Murat Çalık ve CHP İstanbul Kadın Kolları Başkanı Hatice Selli Dursun da eşlik etti. 

“İSTANBUL TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİREN BİR ŞEHİRDİR”

İstanbullulara seslenen İmamoğlu, “Bu hoş akşamda sizlerle bir ortada olmaktan çok memnunum sevgili İstanbullular. Bu kentin eşsiz ve hoş insanları. Atatürk ve Cumhuriyet sevdalıları, güzel geldiniz, sefalar getirdiniz. İstanbulumuzun kurtuluş yıldönümü kutlu olsun. Biz sevgili hemşerilerim bu kentin en hoş anını birlikte kutlayacağız. Her hoş anını bu memleketin birlikte yaşayacağız. Tekrar tekrar anacağız, kutlayacağız ve güzel anlayacağız. Anlarsak o vakit bu kentin de bu memleketin de değerini daha güzel biliriz. İşte tam da bu manada bize bu kenti bu ülkeyi emanet edenlerin ruhları şad olsun. İstanbul tarihin akışını değiştiren bir kenttir. İstanbul dünya hoşu dünya başşehri, bütün dünyaya buradan gösterdiğimiz en hoş his en hoş ses bütün dünyada yankılanır. Fatih Sultan Mehmet Han 1453’te İstanbul’u fethettiğinde Orta Çağ’ın sonu gelmiştir. 1923’te bu aziz millet burada olan sizlerin, bilhassa sevgili gençler her birinizin dedesi, ninesi, atası, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde ayağa kalkıp işgalcileri İstanbul’dan meskenlerine gönderdi. Nasıl oldu? Geldikleri üzere gittiler. Geldikleri üzere gittiler” dedi. 

“İŞGAL BİRLİKLERİ, İSTANBUL’DAN BAYRAĞIMIZI, AY YILDIZLI BAYRAĞIMIZI SELAMLAYARAK AYRILDILAR”

“İşte sevgili hemşerilerim bu büyük zaferde, dünyada yeni bir periyodu başlatmıştır” diyen İmamoğlu, şunları söyledi: 

“Milletçe bağımsızlığımıza, onurumuza sahip çıktık ve işgalcilere, hadlerini bildirdik. İşgal birlikleri, İstanbul’dan bayrağımızı, ay yıldızlı bayrağımızı selamlayarak ayrıldılar. O günden sonra ne oldu biliyor musunuz? Dünyanın her yerinde işgalcilere karşı emperyalizme karşı, gayret eden, saf ve mazlum milletler bağımsızlık yolunda çok güçlü adımlar atmaya başladı. Saltanatlar yıkıldı, rejimler değişti. Yerine cumhuriyetler kuruldu. İşte sevgili gençler, hanımefendiler, beyefendiler kurtuluş uğraşımız, Bandırma gemisinin yola çıkışıyla İstanbul’dan başlamıştı. Tam da bu kıyıdan kuruluş uğraşımızın ateşini de İstanbul’un işgalcilerden temizlenmesi yaktı. Bugün 6 Ekim. Yani 29 Ekim’e 23 gün kala İstanbul’dan o işgal kuvvetlerini gönderdikten sonra 29 Ekim’de cumhuriyet kuruldu. İstanbul’un kurtuluşundan yalnızca 23 gün sonra daima birlikte o milletimizin gücüyle Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde cumhuriyeti ilan ettik.”

“HİÇBİR ALANDA TAM BAĞIMSIZLIKTAN ASLA TAVİZ VERMEYECEĞİZ”

“O tarihte birçok devletler, saltanatla yönetiliyordu. Pek birçok yabancı güçlerin denetimi altındaydı. Bu millet bağımsızlığı kendi ruhunda hisseden bu millet Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Nasıl bir cumhuriyet? Tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Sevgili hemşerilerim bakın bu his kıymetli. Tam bağımsızlık vurgusu çok kıymetlidir. Bunu unutmayın. Tam bağımsızlık duygusu milletimizi yücelten bir histir. Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta, tam bağımsızlık bizim bugün üzerimize aldığımız görevin temel ruhudur diyor. Bugün her birinizi, hepinizin görevi tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkmak ve onu yüceltmektir. Pekala tam bağımsızlık deyince neyi anlayacağız? Bunun karşılığını bize tekrar ışığımız, rehberimiz Mustafa Kemal Atatürk veriyor ve ne diyor biliyor musunuz? Tam bağımsızlık, siyasi, mali, iktisadi, isimli, askeri, kültürel ve gibisi her konuda tam bağımsızlık ve tam özgürlük demektir. İşte bu saydıklarımın rastgele birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek manasıyla bugün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir. Yalnızca tam bağımsızlık lafı lafta değil. Atatürk’ün de işaret ettiği üzere tüm konularda tam bağımsızlık demektir. Ne yapacağız? Daima birlikte bu anlayışa sahip çıkacağız. Hiçbir alanda tam bağımsızlıktan asla taviz vermeyeceğiz. Biz tam bağımsızlığın pahasını bildiğimiz için kimsenin bağımsızlığına da göz dikmeyen bir milletiz.” 

“SAVAŞ MECBUR KALMADIKÇA CİNAYETTİR”

“Bu formda dünya barışı lakin eşit ve özgür vatandaşların iradesinde yükselen, birbirinin bağımsızlığına göz dikmeyen, hürmet duyan devletler ortasında mümkün olabilir. Çok ulu bir kelam. Yüzyıllar geçse eskimeyecek. Atatürk’ün dediği ‘Yurtta barış, dünyada barış’ dediği o kelamının manası tam da budur. Savaş mecbur kalmadıkça cinayettir. Fakat yurtta barış, dünyada barış, bütün milletlerin vazgeçilmez unsuru olmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin her alanda tam bağımsız olabilmesinin teminatı, çok asil bir kelam, ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür vatandaşlardır.’ Yani kimler biliyor musunuz? Sizlersiniz. Bilhassa sevgili çocuklar, sevgili gençler, hanımefendiler, beyefendiler, İstanbullular kendinize itimadın. Gücünüzü bilin. Kararlarınızı hiçbir baskı altında kalmadan kendi özgür iradenizle alın. Bakınız fikri hür vicdanı hür kuşaklar yaratıcı insanlardır. Ülkesini, milletini değiştiren insanlardır. Sizler hiç kimseye, hiçbir fikre, hiçbir inanca körü körüne itaat etmeyen insanlarsınız. Daima aklınızla, daima vicdanınızla hareket edin. Adalet duygunuzla hareket edin. Cumhuriyetten ve demokrasiden, laiklikten ve bilhassa hukukun üstünlüğünden asla vazgeçmeyin. Asla vazgeçmeyin.”

“KENDİLERİNE MİLLETİN ÜZERİNDE GÖRENLER VAR”

“Çünkü bunlar sizi bu ülkenin tek ve gerçek sahibi yapan bedellerdir. Bakın her biriniz, her yurttaşımız, her gencimiz, her kızımız, her oğlumuz, her evladımız bu memleketin her metrekaresine eşit hissedarlarsınız. Sizler bu ülkenin onun için gerçek sahibisiniz. O nedenle cumhuriyet ve demokrasi, laiklik ve hukukun üstünlüğü birebir vakitte işte tam bağımsızlığımızın da vazgeçilmez garantisidir. Ülkemiz bağımsız ve güçlü olsun diye milletimiz özgür ve memnun yaşasın diye çok büyük bedeller ödendi. Çok büyük acılar ödendi. Bugün de bedeller, devir dönem milletimize ödetilmek isteniyor. Bugün de kendilerine milletin üzerinde görenler var. Milletin iradesini beğenmedikleri ve yok saymak istedikleri için kuralları, kurumları hiçe sayanlar var. Şair ne hoş söylemiş o denli değil mi? ‘Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.’ Sizler müsaade etmeyin. Etmeyeceksiniz. Sizler bizim milletimizin evlatları bu davranışta bulunanlara da onlara da hakikat yolu siz göstereceksiniz. Sizler göstereceksiniz. Nasıl? Aklınızla, vicdanınızla, ahlakınızla, vatanseverliğinizle yanlışsız yolu göstereceksiniz. Sonucunu beğenmedikleri için milletin iradesini yok sayamayacaklarını eninde sonunda anlayacaklar. Müsamahanızla, güler yüzünüzle, gerçek yolu göstereceksiniz. 

“TEK TEK ÖĞRETECEKSİNİZ”

“Siyasetin, demokrasi ve hukuk kuralları içerisinde centilmence, mertçe yapılması için gereken bir yarış olduğunu onlara sizler ne yapacaksınız? Tek tek öğreteceksiniz, öğreteceksiniz. Daima birlikte bunu başaracağız. Milletimizin cumhuriyete ve demokrasiye sonsuza kadar sahip çıkacağını çok düzgün biliyorum. Zira ardımızda bunun sayısız örnekleriyle dolu bir tarih var. Çok manalı, çok derin bir tarih var. O tarihte rol üstlenen herkesi hürmetle minnetle anıyorum. Millete olan inancını bir an bile kaybetmeyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, onunla birlikte çıktığı yolda imkansızı başaran, bize bağımsızlığımızı, cumhuriyetimizi armağan eden aziz milletimizin tüm evlatlarını, tüm şehit ve gazilerimizi minnetle, sevgiyle, hürmetle yad ediyorum. Ruhları şad olsun.” 

“KADINLARA VE ÇOCUKLARA DOKUNAMAYACAK HİÇ KİMSE”

Konuşmasının sonunda aktiflikte bayan cinayetlerine karşı reaksiyon içeren Beşiktaş taraftar kümesi Çarşı’nın pankartına dikkat çeken İmamoğlu, “Bugün İstanbul’umuzun kurtuluşunun 101’inci yıldönümü. Sevgili İstanbullular, kurtuluş günü kutlu olsun. Hep özgür ol İstanbul, sürekli memnun ol İstanbul. İstanbullular memnun ve huzurlu olacak. Evet Çarşı, isyan ediyor haklı. Bayanlara ve çocuklara dokunamayacak hiç kimse. İstanbulluların huzurunu hiç kimse bozamayacak. Daima birlikte İstanbul’un muhafızı olmaya hazır mıyız? Demokrasinin muhafız olmaya hazır mıyız? Bayana şiddete karşı bir olmaya hazır mıyız? İstanbul muhafızları. Hepinizi çok seviyorum. Kurtuluş gününüz kutlu olsun. Sağ olun, var olun” dedi. 

İmamoğlu’nun konuşmasının akabinde sevilen sanatçı Melek Mosso, İstanbullular ile buluştu. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı