Ofislerde bilhassa masa başında çalışanların ve cep telefonu yahut diz üstü bilgisayar üzere taşınabilir teknolojileri çok kullananların uzun mühlet berbat konumda hareketsiz kalmaları yahut daima tekrarlayan hareketler yapmaları; günlük hayat akışımızda esasen faal olan el, kol ve omuzlarda fazladan yüklenmeye neden oluyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Arel Gereli, bunun sonucunda organlarımızı oluşturan dokuların yıpranarak kısa vadede ağrı oluşumuna, uzun vadede ise omuz kası yırtığı, hudut sıkışması ve kireçlenme üzere hastalıklara yol açabildiğine dikkat çekerek, “Kendi kendimize kâfi kalmak için el, kol ile omuzlarımıza en çok gereksinimimizin olduğu 60 yaş ve üzeri periyotlarda bu organlarımızın tükenmesi günlük hayatımızdaki bağımsızlığımızı tehdit ediyor. Bu duruma düşmemek için önlemimizi şimdiden almamız gerekiyor. Farkındalığımızı arttırarak, günlük kullanımda önceliklerimizi belirleyerek ve çok kullanımdan kaçınarak uzun yıllar sağlıklı ve etkin kalmamız mümkün olabiliyor” diyor.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Arel Gereli, “23 – 30 Eylül Ofiste Sıhhat Farkındalık Haftası” kapsamında ofis çalışanlarında yaygın görülen el, kol ve omuz problemlerini anlattı; önemli teklifler ve ihtarlarda bulundu.
ELLER
“Dünya parmaklarımızın ucunda” derken aslında dünyayı parmaklarımızla taşıdığımızın farkında mıyız? Günlük hayatta beslenme, ferdî bakım ve paklık üzere temel yaşamsal faaliyetlerimizin tamamı ellerimizle yapılıyor. Alışverişten toplumsallaşmaya, irtibattan eğitime ve çalışma hayatına her şeyin giderek dijitalleştiği çağdaş dünyada ellerimizin çok kullanımı maalesef kaçınılmaz oluyor. Elimizde devamlı bir şey tutmak, devamlı tuşa basmak, ekran kaydırmak üzere tekrarlayan hareketler el eklemlerimizdeki kıkırdakların aşınmasına, hareketi sağlayan tendonlarımızın kalınlaşmasına ve ilerleyen periyotta eklem kireçlenmesi, tetik parmak ya da karpal tünel sendromu üzere önemli hastalıkların ortaya çıkmasına yol açabiliyor. Ferdî bakım ile paklık üzere temel faaliyetlerde ağrının yanı sıra hareket kısıtlanmasıyla kendini gösteren bu problemlerin tedavisi çoğunlukla cerrahi usul oluyor.
Nasıl tedbir almalı?
Cep telefonunu gereksiz ve çok kullanmaktan kaçının.
Klavye ve mouse ile çalışırken 40 dakikada bir 5 dakika orta verin.
Ara verdiğinizde ellerinizle öteki işler yapmayın.
Kavanoz açmak ve bez sıkmak üzere zorlamalı aktivitelerde ellerinize nazik davranın.
KOLLAR
Kollarımız, ellerimizi kullanabilmemiz için takviye görevi görüyor. Münasebetiyle ellerimize güç aktarmak ve onları pozisyonlandırmak için kollarımıza gereksinimimiz var. Ellerimize giden damar ve sonlar tekrar kollarımızdan geçiyor. O nedenle çok kullanım ve yüklenmelerden ellerimizle birebir oranda etkileniyorlar. Masa başında çalıştığımızda yahut cep telefonu üzere araçları ağır kullandığımızda; ellerimizi klavye ve mouse üzerinde tutmak yahut ekranı gözümüze hizalamak için kollarımızın devamlı kasılı kalmaları gerekiyor. Prof. Dr. Arel Gereli, sürekli birebir durumda kasılı kalan kol kaslarımızın bir müddet sonra yorulduğuna ve bunun sonucunda ağrıya neden olduğuna işaret ederek, “Kasılı kalan kollarımızda yıpranan ve kalınlaşan dokular uzun periyotta içinden geçen hudutları sıkıştırarak; uyuşma, güç kaybı ve kas erimesiyle birlikte birden fazla kere ameliyatla sonuçlanan önemli meselelere yol açıyorlar. Bilhassa ileri yaşlarda görülen hudut sıkışmaları kalıcı işlev kaybıyla sonuçlanarak; tutunma, itme ve çekme üzere temel yaşamsal faaliyetlerimizi olumsuz etkileyebiliyor” diyor.
Nasıl tedbir almalı?
Cep telefonundan bir şeyler izlediğiniz durumlarda kollarınızı uzun mühlet bükülü konumda tutmaktan kaçının.
Masa başında çalışırken kollarınızı yumuşak bir tabanda tutun.
El ve kollarınızın günlük kullanımda esasen gereğince yorulduğunu unutmayın ve kollarınıza çok güç uygulatan aktiviteler yapmayın.
OMUZLAR
Omuzlarımız el ve kol ünitesinin temel takviye noktasını oluşturuyor. İtme, çekme ve kaldırma hareketlerinde çok yük altına girebiliyor. Hayatın olağan akışında ilerleyen yaşla birlikte omuz kası yırtığı görülme sıklığı da artıyor. O denli ki omuz kası yırtığı 60 yaş üzerindeki şahıslarda yüzde 30 oranında görülürken, 70 yaş üzerinde ise bu oran yüzde 65’lere yükseliyor. Üstelik son yıllarda omuz kası yırtığına artık 30-40 yaş kümesinde da yaygın olarak rastlanıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Arel Gereli “Bu duruma neden olan en değerli etken ise çağdaş hayatla birlikte insan hareketinin azalması ve buna bağlı kaslardaki esneklik kaybıdır. Bilhassa masa başı çalışanlarda, omuzlar içe dönük vaziyetteyken uzun saatler sabit durmak omuz kaslarının uzunluklarında kısalma ve esnekliğinde azalmayla sonuçlanabiliyor. Günlük hayatın getirdiği yüklenmelere direnemeyen omuz kasları daha erken yaşlarda yırtılmaya başlıyor” diyor. Prof. Dr. Arel Gereli, gece ağrısıyla kendini gösteren omuz kası yırtığının ilerleyici olması nedeniyle birçok vakit cerrahi yolla tamirat gerektiğini vurguluyor.
Nasıl tedbir almalı?
Masa başında çalışırken bedeninizi dik ve omuzlarınızı geriye alacak halde konumlandırın. Bu duruştayken ekranı göz hizanıza gelecek formda yükseltin.
Omuz kaslarımızın esnek kalmaları onları yırtılmalara karşı koruyor. Hasebiyle omuz kaslarınızı güçlendirmekten fazla, onların esnekliğini arttıran pilates ve postür idmanları üzere faaliyetleri hayatınızın bir kesimi haline getirin.
Arabanın art koltuğundan çanta almak, uçakta baş üstü dolaba valiz koymak üzere ağır cisim kaldırma hareketlerinde iki kolunuzu kullanın, omuzunuzu ani ve çok yüklenmelerden koruyun.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı